Babasının Kızı
BABASININ KIZI
Kültürel olarak toplumumuzda bir tür takdir edilme, onaylanma ve iltifat olarak algılanan “babasının kızı” benzetmesi sanıldığının aksine kişiye taşıyabileceğinden daha ağır bir misyon yüklüyor olabilir.
Pek çoğumuz çocukken yaptığımız güzel davranışların takdir gördüğü aşamalarda evebeynlerimizden “aynı babasının kızı!” cümlesini duymuşuzdur. Ancak bu onay cümlesi çoğunlukla üzerimize, daima taşımak zorunda kalacağımız derin bir yük bırakır. Ve biz genellikle bu yükün daha çocukken omuzlarımıza bırakıldığını fark etmeyiz. Her kadın ve erkeğin içinde anne babasına dair bir parça, eril ve dişil bir denge vardır. Modern dünyada maruz kaldığımız yaşam mücadelesi çoğunlukla biz kadınları sağlıksız bir eril enerjiye iter. İşte babasının kızları çocukken takdir gördükleri bu cümleyi yetişkin olduklarında bir yük gibi taşırlar.
Kadının içindeki sağlıksız eril yön kendini pek çok farklı noktada gösterir. Onu anlamak için öncelikle ilişkilerimize bakmamız gerekir. Kendi kadınlığımızı bastırarak, partnerlerimizin onayına göre hareket ediyor muyuz? Partnerin istediği şekilde davranmamıza rağmen, ondan onay alamıyor musunuz? Ya da tam aksine ilişkilerde daima başlatan, devam ettiren ve yürüten sizken karşınızda hep kararsız ve sorumluluktan kaçan erkek modelleri mi buluyorsunuz? İşte bu durumları yaşıyorsanız cevap gözünüzün önünde duruyor olabilir. Sağlıksız bir eril enerji çalıştırıyor olabilirsiniz.
Sağlıksız eril enerji çalıştıran kadınların genel özelliklerine şöyle bir bakalım; bütün ilişkilerde eleştirel, yıkıcı ve yargılayıcıdır. Ya kendisi ya da diğer insanlardan bu yaklaşımı sıklıkla görür. Varlığını gerçekleştirmek için ortaya koymak istediği hayallerini ve özlemlerini bir kenara iter. Fikirlerine itiraz edilirse, eleştirel sorular yöneltilirse tartışmacı bir karaktere bürünür, kendi düşüncülerini tek doğru gibi savunmaya başlar. Ailesine, arkadaşlarına, partnerine, birlikte çalıştığı kişilere “onların iyiliği için” diyerek, aşağı çeken negatif yorumlarda bulunur. Partneri hakkında gerçekdışı bir kimlik oluşturur, buna inanır. Partnerler söz konusu olduğunda hem gerçek dışı bir yaklaşımı vardır hem de partnere yaranmak için var olmayan bir karaktere bürünür.
Siz de bu durumlardan birini ya da birkaçını yaşıyorsanız kendi farkındalık sürecinizi başlatmanızın zamanı gelmiştir. Burada yapabileceğiniz ilk adım kendinize şu soruları sormanız olur;
- Sağlıksız eril çalıştırdığım alanlar nelerdir?
- İlişkilerimde hangi ebeveynimi taklit ediyorum?
- İlişkilerimde daha baskın olan taraf genellikle kim oluyor?
Eğer bu soruların cevabını verdiyseniz niyetinizi oluşturabilirsiniz;
“Sağlıklı ve Dengeli Eril Enerji Frekansını hayatına çekerek; kendini rahatlıkla ifade edebilmeyi, birey olma bilincini oluşturabilmeyi ve başladığın işi kolaylıkla bitirebilmeyi seçer miydin?”
Hepinize şimdiden iyi okumalar! Şifa olsun.