Bize Ait Olmayan Yükleri Bırakabilmek


                                     

                              BİZE AİT OLMAYAN YÜKLERİ BIRAKABİLMEK


Hepimiz yaşanmışlıklarımızın sonucuyuz aslında. Yaşadığımız kötü deneyimlerin, güzel deneyimlerin; mutluluğun, acının kısacası yaşama dair olan bizi biz yapan her olayın ve duygunun sonucuyuz. Ancak kimi zaman sadece kendi yaşadıklarımızın değil başkalarının da yaşanmışlıklarının yüklerini üzerimize alarak onların altında eziliyor, hatta bazen kendimize ait sanarak sanal bir varoluşa sürükleniyoruz. Özellikle sevdiklerimizin, anne ve babamızın, bazen eşimizin, çocuklarımızın hatta arkadaşlarımızın yüklerini üzerimize alarak onları taşımaya gönüllü oluyoruz. Bu durum belki başlarda bizi çok rahatsız etmiyor. Kabul görmek ve aynı olmak durumunun yarattığı güvenliği hissediyoruz. Ancak zamanla bu yükler üst üste binerek adeta bir yıkıntıya dönüşüyor ve bizler bu yıkıntının altında eziliyoruz. Unutmamak gerekir ki kişiye ait olan yaşanmışlıklar ve duygular ona ağır gelmez. Size ağır gelen başkalarının yükleridir. Yıkıntı bir metafor olsa da aslında yaşam enerjinizin azalmasıyla sonlanır başkalarının yüklerini taşımak. 


Başkalarının yüklerinin altında ezilmekten “kurtulmak” sanıldığı kadar kolay olmayabilir. Ancak bu konuda size destek olabilecek bazı ipuçlarını takip ederek başkalarının yüklerinden arınabilirsiniz. Örneğin yaşadığınız duygu durumun size ne hissettirdiğine bakın. Eğer çok ağır, enerjisiz, halsiz ve boğuluyormuş gibi bir hissiyat içindeyseniz başkasına ait olan bir duyguyla başa çıkmaya çalışıyor olabilirsiniz. Burada yapmanız gereken ilk olarak kendinize bu yükün kime ait olduğunu sormak. 


“Yaşadığım bu duygu durumu kime ait?” Bu soruyu kendinize sorduğunuz an cevap içinizde oluşacaktır. Kime ait olduğunu tespit ettiğinizde bu yükü ona sevgiyle geri göndermeye niyet edin. Bu noktada çoğu insan hissettiği ağırlığı sahibine gönderirse o duygusunun ait olan kişide de kendisi gibi ağır bir hissiyat oluşturacağını düşündüğünden “iade etmekten” kaçınabilir. Ancak başta da belirttiğimiz gibi size ait olan size ağır gelmez. Yani duyguyu sahibine gönderdiğinizde bu ona ağır gelmeyecektir. Onun kendine ait olanla başa çıkabilmesi çok daha kolaydır. 


Neden başkalarının yüklerini yüklenmeye gönüllü olduğunuzu sorgulayarak üçüncü adımı gerçekleştirebilirsiniz. Mesela başkasının yükünü aldığınızda kendinizi seviliyormuş gibi mi hissediyorsunuz? O kişiyle aynı olmak kabul görmek mi istiyorsunuz? Yoksa bu başkalarının yüklerini yüklenme süreci sizin için daha farklı bir anlam mı taşıyor? Buradaki sebebi bulduğunuzda muhtemelen çok şaşıracaksınız. Ve bu sebebin yükleri üstlenmekle hiçbir alakası olmadığını fark edeceksiniz. 


Son olarak aile geçmişinizi inceleyerek hangi evebeyninizin sizin gibi başkasının yüklerini yüklenmeye gönüllü olduğunu tespit edebilirseniz bunun sizin kaderiniz olmadığını fark edeceksiniz. Aslında bir başkasının kaderini de yüklendiğinizi ve bunun da altında ezildiğinizi keşfettiğinizde özgürleşebileceğinizi de fark edeceksiniz. 


Bu hafta başkalarının yüklerini bırakmakla ilgili bir konumuz vardı. İnstagram hesabımızda bu konuyla ilgili bütün bir hafta boyunca hazırladığımız çalışmaları takip edebilir ve kendi farkındalık yolculuğunuza katkı olabilirsiniz.